abdülkerim süruş ne demek?

Abdülkerim Süruş

Abdülkerim Süruş (Farsça: عبدالکریم سروش‎; d. 16 Aralık 1945, Tahran), İranlı düşünür, yazar, şair, İslam bilgini, felsefeci, ve reformist entelektüeldir. Din felsefesi, siyaset felsefesi ve İslam düşüncesi alanındaki çalışmalarıyla tanınır. Süruş, geleneksel İslam anlayışını eleştirel bir bakış açısıyla yeniden yorumlamaya çalışarak, İslam'ın modern dünyayla uyumlu bir şekilde yaşanabileceğini savunmuştur.

Hayatı ve Eğitimi

Abdülkerim Süruş, 16 Aralık 1945'te Tahran'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Tahran'da tamamladıktan sonra, Tahran Üniversitesi'nde eczacılık eğitimi aldı. Daha sonra, Londra Üniversitesi'nde bilim felsefesi alanında yüksek lisans ve doktora derecelerini tamamladı. Doktorası sırasında Karl Popper'ın fikirlerinden etkilenmiştir.

Kariyeri

İran'a döndükten sonra, Tahran Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Aynı zamanda, çeşitli gazete ve dergilerde makaleler yayımlayarak, düşüncelerini geniş kitlelere ulaştırmaya çalıştı. İran İslam Devrimi'nin ardından kurulan yeni rejimde çeşitli görevler üstlendi, ancak daha sonra eleştirel duruşu nedeniyle gözden düştü ve üniversitedeki görevinden uzaklaştırıldı.

1990'lı yıllardan itibaren, yurt dışında çeşitli üniversitelerde misafir öğretim üyesi olarak dersler verdi. Bu üniversiteler arasında Harvard Üniversitesi, Princeton Üniversitesi ve Berlin Bilim Koleji bulunmaktadır.

Felsefi Görüşleri

Süruş'un felsefi görüşleri, temelde dinin akılcı bir şekilde yorumlanması ve modern dünyayla uyumlu hale getirilmesi üzerine kuruludur. O, dini dogmalardan arındırarak, ahlaki ve manevi değerlerini ön plana çıkarmayı amaçlamıştır. Süruş'un düşüncelerinin temelini oluşturan bazı kavramlar şunlardır:

  • Bilginin Evrimi: Süruş, bilginin statik olmadığını, sürekli olarak değiştiğini ve geliştiğini savunur. Bu nedenle, dini metinlerin de zamanın ruhuna uygun olarak yeniden yorumlanması gerektiğini belirtir.
  • Dinin Özü ve Kabuğu: Süruş, dinin özünün değişmez ahlaki ve manevi ilkeler olduğunu, kabuğunun ise zaman içinde değişebilen kültürel ve tarihi unsurlardan oluştuğunu ifade eder. Ona göre, dinin özünü korurken, kabuğunu modern dünyaya uyarlamak gerekmektedir.
  • Çoğulculuk: Süruş, farklı dinlerin ve inançların bir arada barış içinde yaşayabileceğine inanır. Ona göre, her din kendi içinde hakikatin bir parçasını barındırır ve bu nedenle farklı inançlara saygı duymak önemlidir.
  • Özgürlük ve Demokrasi: Süruş, bireysel özgürlüklerin ve demokratik değerlerin önemini vurgular. Ona göre, İslam'ın özünde özgürlük ve adalet gibi değerler bulunmaktadır ve bu değerlerin modern dünyada da savunulması gerekmektedir.

Eserleri

Abdülkerim Süruş, çok sayıda kitap ve makale yazmıştır. Eserleri Farsça, İngilizce ve diğer dillere çevrilmiştir. Başlıca eserleri şunlardır:

  • Akl ve Azadi (Akıl ve Özgürlük)
  • Hikmet ve Hükümet (Hikmet ve Hükümet)
  • Sırat-ı Müstekim (Doğru Yol)
  • Tesavvur-ı Âlem (Evrenin Tasavvuru)
  • Gıssa-i Mağrifet (Bilginin Hikayesi)

Etkileri

Abdülkerim Süruş, İran ve diğer Müslüman ülkelerde birçok entelektüel ve öğrenci üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Düşünceleri, İslam dünyasında reform hareketlerinin ve modernleşme çabalarının önemli bir parçası haline gelmiştir. Ancak, geleneksel İslam anlayışına eleştirel yaklaşımı nedeniyle, bazı kesimler tarafından da eleştirilmiştir.

Eleştiriler

Süruş'un düşünceleri, bazı muhafazakâr çevreler tarafından İslam'a aykırı olarak değerlendirilmektedir. Özellikle, dini metinlerin yeniden yorumlanması ve dinin modern dünyaya uyarlanması gerektiği yönündeki görüşleri, geleneksel İslam anlayışını savunanlar tarafından eleştirilmektedir. Ayrıca, Süruş'un Batı felsefesinden etkilenmesi ve Batılı değerleri savunması da eleştiri konusu olmuştur.

Mirası

Abdülkerim Süruş, modern İslam düşüncesinin önemli bir temsilcisi olarak kabul edilmektedir. Düşünceleri, İslam dünyasında diyalog, hoşgörü ve reform çabalarının gelişmesine katkıda bulunmuştur. Onun eserleri, gelecek nesiller için de önemli bir ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Süruş'un fikirleri, İslam ve Demokrasi ilişkisi hakkında önemli tartışmaları tetiklemiştir.

Kendi sorunu sor